Evet çok yorgunsun, hayat yorgunu.. toplayıp bavulu gitmek istesen de buna dahi mecalinin olmadığı bir yerdesin, sıkışıp kaldın. Bir yanda beklentiler.. ama daha çok senin kendinden, çünkü sen kendi cehennemini de oluşturabilecek bir yerdesin ne yazık ki.. en acımasız da sen olabiliyorsun kendine. En başarısız, en yetersiz, en iş bilmez. “Ehh o kadar da değilim” deyip kendinden özür dilercesine telafisini yaptığın eylemlerde senin olmayan enerjini sömürmeye yetmiyor mu? İşin sonunda “yok ya olmaz benden, hiçbir şey değişmiyor ve değişmeyecek” dediğinizi duyar gibiyim. O kadar iyi anlıyorum ki tüm bu fasılların her birinden özenle geçtim ve geçmeye devam ediyorum kendimle savaşıma. Ama öyle bir savaş ki oracıkta korkmuş, incinmiş bir başka beni de görmemişim, ya da görüp yüz çevirmişim, belki utanmışım ondan. Ama anladım ki onu görüp o savaş meydanından almadıkça, yaralarına şifa olmadıkça ben de ilerleyemiyorum. “Keşke bunlar hiç yaşanmasaydı, yaşatmasaydım bunu durdurabilecek bir gücüm olsaydı” diyorum af diliyorum kendimden. Benim aksine o kadar merhametli ki o çocuk hiçbir şey söylemeden sadece bana sarılıyor. Evet çocuk belki savaşı bitiremem, meydana yeniden dönmem lazım, ama seni olabildiğince oraya sokmamaya söz verebilirim. Büyüklerin savaşı bu senin orda yerin yok, ama ben de senin yanına daha az yaralı bereli dönmek tarafında elimden geleni yapacağımı söyleyebilirim. Biliyorum ki senin bana ihtiyacın var, kendimi senin için korumam gerekiyor.
Commentaires